Din aleminin sanal buluşma platformu!
Yeni Sayfa 1

Favorilerime Ekle   Anasayfam Yap

Genel Sunumlar İlköğretim Sunumları İlköğretim ve Lise Sınıfları Ortak Sunumlar Lise Sunumları  
Yeni Sayfa 1
Başyazı: "İSTANBUL’UN FETHİNDEN GÖNÜLLER FETHİNE"
“İstanbul (Konstantinepolis) muhakkak fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.” (Feth-ül Kebir, c. 2, s. 9)

İstanbul’un fethi hiç şüphesiz insanlık tarihinin en önemli olaylarından birisi olarak tarihteki yerini almıştır. Bu olay dünyayı öylesine etkilemiştir ki akabinde dünya tarihinde çağ açıp çağ kapatan bir tesir husule getirmiştir. İnsanlık tarihinde böylesine mühim etkiler bırakmış olan bu kutlu zaferi anlatmanın bizler için hem dini, hem milli hem de insani bir görev olduğu kanaatindeyiz.

Her şeyden önce şunu ifade etmeliyiz ki, İstanbul’un fethi, birilerinin iddia ettiği gibi bir işgal değil tam aksine Osmanlı sarığını Bizans külahına tercih eden bir anlayışın ürünüdür. Aynı zamanda fetih anlayışının temelinde bir barbarlık ve zorlama değil, bilakis hoşgörü ve toleransla tüm insanlığa gönderilmiş evrensel bir din olan İslam dininin ve İlay-ı Kelimetullah’ın anlayışının daha fazla insana ulaştırılması ve böylelikle İslam ile insanlığı buluşturma gayesi yatmaktadır. Hz. Peygamber’in Mekke’nin fethi sırasında verdiği; “Yaralıyı öldürmeyiniz, kaçanı takip etmeyiniz, esiri öldürmeyiniz, kapısını örten güvenliktedir.”(Belazuri, I/55) talimatı gibi Fatih de fethin akabinde; “Ayağa kalkınız. Ben Sultan Mehmed, hepinize söylüyorum ki: Şu andan itibaren artık ne hayatınız ne de hürriyetiniz hususunda gazab-ı şahanemden korkmayınız!” diyerek insani değerlere verdiği ehemmiyeti ortaya koymuştur.

Sevgili Peygamberimizin övdüğü komutan olma şerefine nail olan Sultan Fatih hem devrin en önemli bilim adamlarından almış olduğu eğitimle zihni boyutunu hem de Akşemsettin ve Molla Gürani gibi çok değerli Allah dostu manevi üstatlardan ders alarak manevi yönünü geliştirmiş ve böylelikle hem madden hem de manen çok donanımlı bir kişiliğe ulaşmayı başarabilmiştir. O, sahip olduğu bu ilim ve irfan sayesinde Doğu ve Batının kapılarını açan bir büyük şahsiyet olabilmeyi başarmış; zekâsı, adaleti, cesareti, azim ve kararlığı ile dört başı mamur bir insan-ı kâmil numunesi olmuştur. Örneğin O, Rumeli Hisarının yapımı sırasında, hisarın yapılmasını engel olmak üzere Bizans İmparatoru’nun gönderdiği elçisine verdiği; “Benim gücümün eriştiği yere senin imparatorunun hayal ufukları bile erişemez” cevabıyla sahip olduğu özgüveni, cesareti, azim ve kararlığı ortaya koymuştur. O aynı zamanda öylesine gönül ehli bir insandır ki İstanbul’un fethinden sonra hocası Akşemseddin’in elini öpüp, tahtı tâcı bırakıp derviş olmak istediğini belirtmiş ancak Akşemseddîn kendisine düşen hizmetin hem devleti hem de dünyayı imar etmek olduğunu belirtmiş aksi halde din ve devlet işlerinin zarara uğrayacağından her ikisinin de Allah katında mesul olacağını ifade ederek O’nun bu teklifini geri çevirmiştir. Fatih’in şahsiyetini bizlere dışarıdan birisi olarak anlatan Alman müsteşrik Franz Babinger, Mehmed-II der Eroberer und seine Zeit Weltenstürmer einer Zeitenwende adlı eserinde şöyle yazmaktadır:
“Türk dünyâsı için Fâtih günümüze kadar, bütün imparatorların en büyüğü olup, beşer tarihinde başka her hangi bir şahsın kendisiyle mukayese edilmesi zordur. O Türk milletine, bütün tarihinin en harikulâde ve en yaklaşılması gayr-i kabil şahsiyet olarak takdim edilmiştir. Batı âleminin mukadderatı, Fatih Sultan Mehmet’in görünmesiyle sarih bir şekilde işaretlenmiştir. Kudretli şahsiyeti, büyük Avrupa sahalarının dış görünüşünü derinden değiştirmiştir. Ortaçağdan çıkarken insanları ve dünyayı görüş tarzında, Fatih’in şahsiyeti, zekâları tesir altında bırakmıştır.” Fatih’in tevazu ve alicenap kişiliğini şu olayda da görmekteyiz: İstanbul fethedilmiş, ordu şehre girmiş ve şehir bir Osmanlı beldesi olmuştur. Fatih, iki tarafında Ak Şemseddin ve Akbıyık Sultan'la birlikte İstanbul'a girer, Ayasofya'ya doğru yaklaşır. Bu esnada beyaz elbiseli, aksakallı, heybetli bir şekilde duran Ak¬şemseddin'i hükümdar sanan Bizanslı kızlar, ellerindeki çiçekleri kendisine doğru uzatınca, Fatih'i gösterir, çiçeklerin padişaha verilmesini işaret eder. Sultan Fatih ise, "Veriniz, çiçekleri ona veriniz. Padişah benim, ama o benim hocamdır" diyerek iltifatta bulunur.” Sultan Fatih'in hocalarına özellikle de Akşemseddin'e öylesine kalpten bağlılığı ve saygısı vardır ki bir gün Sadrazam Mahmud Paşa'ya yaşadığı bu hali şöyle dile getirmiştir: "Hocam Akşemseddin'e hürmetim ihtiyarsızdır. Yanında heyecanlanırım, ellerim titrer; sair şeyhlerin ise benim yanımda elleri titrer."

Görüldüğü gibi Fatih almış olduğu manevi terbiye ve sahip olduğu üstün edep anlayışı sayesinde yalnızca İstanbul gibi çok önemli bir beldeyi fethetmekle kalmamış aynı zamanda yürekleri de fethederek gönüller sultanı olabilmeyi başarmıştır. Oysa gönülleri fethetmek belki de ülkeler fethetmekten çok daha anlamlı ve çok daha zor bir iştir ve bunu başaramamanın ne gibi sıkıntılara yol açabileceğini Mustafa İslamoğlu şu sözleriyle ortaya koymuştur: “Toprağa verdiğiniz önemi insana vermezseniz; toprağınızın kurtuluşu için ölür de, insanın kurtuluşu için hastalanmazsanız, sonunda olacağı budur: Toprak sizde kalır, insanınızı yüreklerinden ve zihinlerinden işgal edip duygu ve düşüncesine tecavüz ederler, onu zincirini yüreğinde taşıyan postmodern bir esir haline getirirler; siz de Hoca’nın yaptığı gibi, karganın elinizden kapıp götürdüğü pasta malzemesinin ardından bakakalır ve “tarifesi bendedir” diye züğürt tesellisine sığınırsınız.”

İstanbul’un fethi insanımıza özellikle de gençlerimize ve çocuklarımıza en güzel şekilde anlatılarak fethin yalnızca bir toprak fethi olmadığını O’nun aynı zamanda; “Kardinal külahı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederim” sözünü söyletecek derecede yürekler fethini de içerdiğini vurgulamalıyız. Hz. Peygamber’in başlattığı ve sonrasında sahabeler ve Anadolu erenleriyle devam eden bu gönülleri fethetme anlayışının bugün de ivedilikle tüm dünyaya yayılması gerektiği ve bu konuda herkesin elini taşın altına koymasının mühim bir gereklilik olduğu kanaatindeyiz. Bu vesileyle başta dahi komutan Fatih ve Onu yetiştiren kıymetli hocaları olmak üzere fethi gerçekleştiren şerefli orduya Yüce Allah’tan rahmet diliyor, biz torunlarına da bu şerefli insanlara layık torunlar olabilmeyi nasip etmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Alim BAYHAN
 
31.05.2011

Bu haber toplam 3216 defa okundu

Haber Hakkındaki Yorumlar (2)

Tümü

alim bayhan eyvallah Sami kardeşim istifade ettiyseniz ne mutlu bize, Selametle!! 09.08.2011 
sami dogan alim kardeşim güzel bir yazı olmuş sağolasın  09.06.2011 

Yorum yazabilmek için sistem girişi yapmanız gerekir.

       Benzer Haberler

Ayşe Ünal AYDIN: RAMAZAN AYI VE TERAVİH NAMAZI

Ayşe Ünal AYDIN: GÜLÜMSEYİN

Alim BAYHAN: DÜNDEN BU GÜNE DİN EĞİTİMİ VE İMAM-HATİP OKULLA

Ayşe Ünal AYDIN: YENİ NESİL TESETTÜR

Ayşe Ünal AYDIN:
"BİR AŞK HİKAY

Ayşe Ünal AYDIN:ZAMANIN ÖNEMİ VE YI

BAŞYAZI:"HİCRET" Ayşe Ünal

ANA-BABAYA İTAAT Mİ? İHSAN MI? Ayşe Ünal AYDIN

DENİZLİ’DEKİ BİR ETKİNLİĞİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Ayşe ÜNAL AYD

ÇOCUK EĞİTİMİNDE ŞEFKAT VE SORUMLULUK DENGESİ Alim BA

KUR'ÂN TİLAVETİNDE KEMİYET Mİ? KEYFİYE

Konuk Yazar Rasül ÇÖVÜT: YENİ EĞİTİM SİSTEMİNDE İMAMHATİP OR

"DENİZLİ '4+4+4'E HAZIR" TOPLAN

NASIL BİR UMRE?... Ayşe Ünal AY

GÜLLERİN EFENDİSİ A. Ünal AYDIN

"GÜLLERİN EFENDİSİ":EFENDİMİZİN HAYATI SETİ TAMAMLAND

DENİZLİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ AÇILDI

Konuk Yazar Dr.Müh.Haluk Günerman: "JAPONLAR HAKKINDA İKİ TE

SUEDA NUR TEKİN'DEN BİR HİKAYE: "ZEYNEP ile MERYEM

Başyazı: YILBAŞINDA NOEL BABA BEKLEYEN ÇOCUKLARIMIZ

Konuk Yazar: A. Cüneyt TEKİN: ŞEB-İ ARUS KAVUŞMA GECESİ

ÖMÜRLERİ RAMAZAN OLANLARIN AHİRETTEKİ BAYRAMLARI MÜBAREK

HATA VE SEVABIMIZLA

AHMET ŞİŞMAN HAKK'A YÜRÜDÜ.

Başyazı: "İSTANBUL’UN FETHİNDEN GÖNÜLLER FETHİNE"

"Din Eğitiminde Müslüman, Öz Vatanında Parya! ÖYLE Mİ?!!

Başyazı: "İSLAM’DA ÇALIŞMANIN EHEMMİYETİ"

Başyazı: “KUTLU DOĞUM HAFTASI”: HZ. PEYGAMBER SEVGİS

Başyazı: BİLGİSAYAR EĞİTİM İÇİN BİR FIRSAT MI? YOKSA TEHL

Başyazı: ÇOCUKLAR İÇİN DİN EĞİTİMİNİN LÜZUMU

 

 

Yeni Sayfa 1

   
   
E-Posta:
Şifre:
Beni Hatırla

Kaydol

Şifrem?

 

   Site İstatistikleri

   
  Bugünkü sayaç: 53
  Toplam sayaç: 1.182.557
  Toplam Doküman: 1063
  Üye Sayısı: 10097
   



Yeni Sayfa 1

duaistiyoruz@dinalemi.net

Tasarım-Hosting: Spark Bilişim