Din aleminin sanal buluşma platformu!
Yeni Sayfa 1

Favorilerime Ekle   Anasayfam Yap

Genel Sunumlar İlköğretim Sunumları İlköğretim ve Lise Sınıfları Ortak Sunumlar Lise Sunumları  
Yeni Sayfa 1
Başyazı: YILBAŞINDA NOEL BABA BEKLEYEN ÇOCUKLARIMIZ
Noel Baba, çam ağacı süsleme, hindi yeme gibi Noel’e özgü adetler ve içki, kumar gibi dinimizce yasak olan uygulamalar yılbaşı kutlaması adı altında özellikle gençlerimiz arasında hızla normalleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu itibarla çocuklarımıza yılbaşı kutlamalarının bizim dini, milli ve örfi geleneğimizde yeri olmadığını ikna edici bir şekilde izah etmek zorundayız.

Alim BAYHAN kimdir?

02.02.1982 tarihinde Aydın’da dünyaya geldi. İlkokulu Köşk 100. Yıl okulunda, Ortaokul ve liseyi Aydın İmam Hatip Lisesinde bitirdi. 2004 yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Daha sonra Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümünde yüksek lisansını tamamladı.
Halen İstanbul Kadıköy Kazım Karabekir İlköğretim okulunda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olarak görev yapmakta olup; aynı zamanda Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi alanında da doktora yapmaktadır.
---

YILBAŞINDA NOEL BABA BEKLEYEN ÇOCUKLARIMIZ

Günümüzde Hz. İsa’nın doğum günü kesin olarak bilinmemekle birlikte Noel ve yılbaşı Hz. İsa’nın dünyaya gelişinin yıldönümü olarak kutlanmaktadır. Oysa Hz. İsa’nın doğum tarihinin kesin olarak bilinmediği tarihi kaynaklarca da sabittir, bu yüzden kilise ve ilk havariler Hz. İsa’nın doğum gününü kutlamamışlardır. Hz. İsa’nın dünyaya gelişi ve Noel kutlaması olarak Hıristiyan dünyasında da bir birlik sağlanamamış, Doğu Kiliselerinde Noel 6 Ocakta kutlanırken Batı kiliselerinde 25 aralık Noel olarak kabul görmüştür. Oysa Luka inciline göre; “İsa doğduğu zaman çobanlar çayırlarda sürülerini otlatıyorlardı.” (Luka 2:8)
Halbuki Filistin’de çobanlar sürülerini yağmur ve soğuktan korumak için en geç 15 Ekimde dağlardan ve yüksek otlaklardan indirmekteydiler. Bizzat Eski Ahid, kış mevsiminin çobanların kışın açık havada barınmalarına müsaade etmeyecek kadar yağmurlu bir mevsim olduğunu ifade etmektedir. Bu durumda Hz. İsa’nın Eylül ayından daha geç bir ayda doğmuş olması mümkün değildir (Hidayet Işık, Dini Kökeni Açısından Noel ve Yılbaşı s.450-451).

Görüldüğü gibi Noel’in Hz. İsa’nın doğum günü olması açısından dini bir bayram olarak kutlanması hususunda ciddi çelişkiler söz konusudur.
Hıristiyan kaynaklarda bile Noel’in Hıristiyanlıktan olmadığı ve eski kültürlerden özellikle de pagan kültüründen alınarak Roma Katolikleri tarafından Hıristiyanlığa adapte edildiği kabul edilmektedir. Hıristiyanlara özgü çam ağacı süsleme, hindi kesme, noel baba bekleme ve yeni yıl gecesi yapılan eğlenceler noel bayramının sosyal hayattaki tezahürleridir. Noel’e özgü uygulamalardan birisi olan çam ağacı süsleme geleneği köken itibariyle Şamanist ağaç kültüne dayanmakta, çam ağacının haç işaretini andırması ve Hz. Meryem’in Hz. İsa’yı bir çam ağacı altında dünyaya getirdiği inancı çam ağacını, Hıristiyanlar için önemli bir dini sembol haline getirmiştir.
Yılbaşı etkinliklerinin bir diğer önemli argümanı olan Noel Baba figürü de eski bir mitolojiye dayanmaktadır. Noel Babanın, M.S. 300- 400 yıllarında Antalya civarında yaşamış efsanevi bir Hıristiyan aziz olan Aziz Nicholas olduğu kabul edilmektedir. Hediye dağıtma konusundaki efsane de, Aziz Nicholas’ın, üç kızı olan fakir bir babaya kızlarını evlendirmek üzere üç kese altın vermesi olayına dayandırılmaktadır. (Hidayet Işık, agm., s.458-459) Antalya Demre’de yaşaması hasebiyle 1981 yılında burada resmi olarak Noel Baba şenlikleri düzenlenmeye başlanmış, kilisenin bahçesine de Noel Baba heykeli dikilerek Noel Baba figürü adeta bize yamanmaya çalışılmıştır. İnsanlarımızın, Türk-İslam geleneğinde çok önemli yeri olan Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Nasrettin Hoca gibi manevi şahsiyetlere sahip olmasına rağmen efsanevi bir kişilik olan Noel Babaya bu kadar iltifat göstermesi ve değer atfetmesi bizler için şaşırtıcı ve bir o kadar da üzücü bir durum teşkil etmektedir.
Türk Ortodoks Patriği, Türkiye’de bir gazeteye verdiği demeçte, Noel Baba’nın bir efsane olduğunu beyan etmiş ve yılbaşının da tamamen seküler bir olay olduğunu vurgulamıştır (Zaman Gazetesi, 23.12.1996). Burada her ne kadar Noel ve yılbaşı birbirinden ayrıymış gibi lanse edilmeye çalışılsa da genel kabul yılbaşının, Hıristiyanların dini bir gelenek olarak kutladığı Noel’in bir devamı olduğu yönündedir. Noel Hıristiyan toplumu için tamamen dini bir bayramdır. Tam da bu noktada asıl sorulması gereken de Hıristiyanlara özgü bir bayramın, bizim ülkemizde, toplumumuzda, ailemizde ve gündemimizde ne işi olduğu gerçeğidir. Küreselleşme ve teknolojinin hızla ilerlemesi ile birlikte popüler kültürün zararlı etkilerine maruz kalarak Batıyla içli dışlı olan toplumumuz, kendi tarih, örf ve adetlerimizle yakından uzaktan alakası olmayan bir olayı öncelikli gündemi haline getirmiş bulunmaktadır. Hıristiyanların dini ve milli bayramlarımıza karşı ilgi ve teveccüh göstermeyip bilakis küçümseyici ve hafife alıcı söylemlerine rağmen bizim onların yılbaşı kutlamalarını bu kadar iltifat göstermemiz ve hevesle sahip çıkma gayretimiz anlaşılır gibi değildir. Hatta yılbaşı kutlamaları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de öylesine benimsenmiş ve sıradan hale gelmiştir ki, artık neredeyse yılbaşını kutlamayacak olanlar yadırganır ve kınanır duruma gelmiştir.

Kanaatimizce yılbaşı kutlama çabasında olmak insanlarımızdaki taklitçiliğin ve Batı karşısındaki aşağılık kompleksimizden kaynaklanan “Batı’da var olan her şey doğrudur” anlayışının bir tezahürüdür. Batı hayranlığı ve özentinin bir neticesi olan yılbaşı kutlaması geçmişimizi yeterince bilmememiz ve ona sahip çıkmamızın da bir sonucudur. Bu itibarla biz yılbaşı kutlamasını, Hıristiyan Batının önemli bir kültür ihracı olarak görmekteyiz. Ekonomisi güçlü olan Batı, bilim ve teknolojisiyle birlikte görüldüğü gibi dini ve milli geleneklerini pazarlama konusunda da son derece başarılı olmaktadır.

Noel ve yılbaşı kutlamalarının bu kadar çok abartılmasında kapitalizmin de büyük etkisi olduğu kanaatindeyiz. Öyle ki Noel’le ilgili hazırlıklar haftalar öncesinden başlatılmakta medyanın da etkisiyle Noel ve yılbaşı tüm dünyada önemli bir gündem haline getirilerek günler öncesinden çarşı ve pazardaki vitrinler Noel’e yönelik eşyalarla süslenmektedir. Kapitalizmin pompaladığı ve değer atfettiği günler olan sevgililer günü, anneler günü, evlilik yıldönümü ve doğum günü gibi yılbaşı da özel günler olarak günümüz modern Müslümanın gündemine yerleşmiş durumdadır. Ülkemizde 1935 yılından bu yana resmi tatil olarak kabul edilen yılbaşının gelişini büyük bir özlemle bekleyen insanımız, yurtiçi ve yurt dışı tatil planları yaparak değişik eğlence programları tertipleyerek son günlerin modasına ayak uydurmaya çalışmaktadır. Yılbaşı kutlamalarında eğlence bahanesiyle sıklıkla karşılaştığımız içki, kumar ve israf dolu tutum ve davranışlar görülmekte ve insanlar “vur patlasın çal oynasın” anlayışıyla sınırsız bir şekilde eğlenceye sevk edilmektedir. Yılbaşı etkinlikleri çerçevesinde tv.lerde sık sık kırmızı elbiseli noel baba, çam ağacı ve hindi gibi Hıristiyan geleneklerine özgü unsurlara da şahit olunmakta ve bu gibi Batı ritüelleri yetişkin ve gençlerimizin zihinlerine adeta kazınmaktadır. Milli ve manevi değerlerimize ters olan bu tür eğlence ve adetler, kültürümüzde tahribatlara yol açmakta bizleri dini ve milli kimliğimizden uzaklaştırmaktadır.
Anne-baba ve yetişkinlerin yılbaşını tatil ve eğlence olarak telakki etmeleri belki de en çok minik yavrularımızı etkilemektedir. Masum çocuklarımızın körpecik dimağları emperyalizmin zararlı etkilerine karşı savunmasız hale getirilerek kirletilmekte ve onların maneviyatlarına ciddi zararlar verilmektedir. Öyle ki son zamanlarda özellikle zengin ailelerin gittiği okullarda yılbaşı baloları düzenlenmekte ve İslam anlayışıyla bağdaşmayacak birtakım davranışlar yılbaşı vesilesiyle rahatlıkla sergilenebilmektedir. Günümüzde bu anlayışla yetiştirilen öğrencilerimize yılbaşının bize özgü olmadığını ifade ettiğimizde “Yeni bir yılı iyi, olumlu duygularla, birbirine hediyeler vererek, eğlenerek kutlamanın ne sakıncası olabilir” şeklinde itirazlar yükselebilmektedir. Dışarıdan çok masum görülen bu itirazlar aslında çocukların anasınıfından itibaren zihinlerine sokulan meşrulaştırma anlayışının bir tezahürüdür. Bu noktada bizim de kısmen şahit olduğumuz ve ülkemizde sıklıkla yaşanmaya başlayan bir manzarayı ortaya koymaya çalışacağız:
“Her biri 5-6 yaşında minicik çocuklar sınıflarında Noel ağacının etrafında çam ağacını süslemekle meşgul iken öğretmenleri onlara Noel babadan bahsetmekte akşam olduğunda kendilerine hediyeler getireceğini müjdelemektedir. Ve akşam olunca Noel baba kıyafeti giydirilen bir kişi çocukların evlerine dolaşarak çocuklara hediyeler dağıtmakta ve böylelikle Hıristiyanlığa özgü bir figür çocuklarımızın gönüllerini fethetmektedir.”
İçimizi acıtan bu tablo her duyarlı Müslüman-Türk gibi eminim sizlerin de yüreğini sızlatmıştır.
Buna bir de sanat camiamızdan gençlerin hayranı olduğu ve örnek aldığı pek çok ünlünün yılbaşı partileri düzenleyerek çılgınlar gibi eğlenmeleri, ülkemizde yasak olması hasebiyle Kıbrıs gibi yurtdışındaki ülkelere kumar oynamaya gitmeleri bizim kutsal bayramlarımızı hafife alan ve küçümseyen söylemler geliştirmeleri de eklenince çocuklarımızın zihinlerinin bulanması kaçınılmaz hale gelmektedir.
Din eğitimcileri olarak en önemli görevlerimizden birisi de çocuklarımıza İslami hayatı öğreterek benimsetmek ve onların doğuştan getirdiği İslami fıtratı korumaya çalışmaktır. İslam dini perspektifinden bakarsak öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki; her şeyde ölçülü olmayı tavsiye eden dinimiz eğlenmeyi ve kutlamayı yasaklamamakta ama bunun, meşru ölçülerde ve İslami hassasiyetler çerçevesinde olmasının gerekliliğini vurgulamaktadır. Hz. Peygamber meşru dairede düğün eğlencesi ve yarış müsabakalarına cevaz vermiş hatta kendisi de bu gibi eğlenceli etkinliklere bizzat katılmıştır. İslam’ın karşı çıktığı nokta, eğlenme bahanesiyle İslam dininin yasak olarak gördüğü içki, kumar, taciz ve magandalık gibi tutumların yılbaşında meşru olarak yapılabileceğine yönelik algının ortaya çıkmasıdır. O yüzden bir Müslümanın yılbaşı diye bir gündeminin olmaması, her gecesini nasıl geçiriyorsa bu geceyi de aynı şekilde geçirmesi bu geceye özgü tutum ve davranışlar sergilemekten kaçınması gerekmektedir. Belki yeni yıl vesilesiyle yapılması gereken şey, geçen bir yılın muhasebesini yaparak dersler çıkarmak ve geleceği ona göre yeniden inşa etmek olmalıdır. Bu vesileyle yılbaşı kimilerinin dimağlarını dumura uğratırken kimlerininkini de ihya edecektir.
Hz. Peygamber; “Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da onlardandır” (Ebu Davud, Libas 4) hadisiyle şekli benzeşmenin beraberinde itikadî benzeşmeyi de getirebileceği tehlikesini vurgulamıştır. Şurası iyi bilinmelidir ki Müslüman her zaman örnek alınan bir şahsiyet olmalı örnek alan ve taklit eden durumunda yer almamalıdır. Bu itibarla Müslümanların yılbaşına eğlence perspektifinden değil de ibret nazarıyla bakmasının daha isabetli olacağı görülmektedir.

Bizi endişelendiren ve böyle bir yazı yazmaya sevk eden asıl problem, Noel Baba, çam ağacı süsleme, hindi yeme gibi Noel’e özgü adetlerin ve içki, kumar gibi dinimizce yasak olan uygulamaların yılbaşı kutlaması adı altında özellikle gençlerimiz arasında hızla normalleştirilmeye çalışılmasıdır. Bu itibarla çocuklarımıza yılbaşı kutlamalarının bizim dini, milli ve örfi geleneğimizde yeri olmadığını ikna edici bir şekilde izah etmek zorundayız. Çocuklarımızı kendi geleneksel değerlerimize yönlendirerek onları gayr-i müslim kültür ve geleneklerini taklit etmekten uzaklaştırmaya çalışmalıyız. Yılbaşı ve diğer bazı özel günler gibi kültürel asimilasyonları önlemenin bir yolunun da, İslam medeniyetini yükselterek Batı medeniyetinin üzerine çıkarmak olacağı kanaatindeyiz. Ülkemizde alemlere rahmet olarak gönderilmiş Hz. Peygamber’in doğum günü sessiz sedasız, adeta gizli gizli kutlanırken Hz. İsa’nın doğum gününün bütün dünyada ve ülkemizde şatafatlı bir şekilde kutlanıyor olması bizler için son derece düşündürücü bir gelişmedir.

Ben bu vesileyle tüm Müslüman-Türk dünyasının geçmiş hicri yılbaşını tebrik eder, vatanımıza, milletimize ve tüm İslam alemine hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ederim.
Alim BAYHAN 
27.12.2011

Bu haber toplam 3360 defa okundu

Haber Hakkındaki Yorumlar (6)

Tümü

Selin Sırma ve ona karışılmamalı 20.01.2012 
Selin Sırma ve yılbaşı sadece türkiyede değil bütün dünyada kutlanan bir gün ya da sizin değişinizle bir hafta o yüzden ben bunu insanlığın ortak mirası olarak görüyorum ve ülkemizde daha önemli sorunlar varken her yılbaşı bunun tartışılmasını pek doğru bulmuyorum çünkü bence kutlamak isteyen kendi içinde kutlamalı 20.01.2012 
Selin Sırma Hocam ben Ekin, Çocuklara özel noel baba tutma olayı beni çok üzdü. Ancak benim görüşüm galiba değişmeyecek. Bence yılbaşı noel in devamı olsa bile, yılbaşının aile içinde seviyeli bir şekilde kutlanılmasında bir zarar yok  20.01.2012 
burak şengül Hocam çok güzel yazmışsınız,ellerinize sağlık :)... 02.01.2012 
faruk tekeli Güzl bir yazı... Yolun açık olsun kardeşim... 01.01.2012 
aydın özdemir Noel baba beklemeyen çocuklar yetiştirebilmenizi temenni ederim. 29.12.2011 

Yorum yazabilmek için sistem girişi yapmanız gerekir.

       Benzer Haberler

Ayşe Ünal AYDIN: RAMAZAN AYI VE TERAVİH NAMAZI

Ayşe Ünal AYDIN: GÜLÜMSEYİN

Alim BAYHAN: DÜNDEN BU GÜNE DİN EĞİTİMİ VE İMAM-HATİP OKULLA

Ayşe Ünal AYDIN: YENİ NESİL TESETTÜR

Ayşe Ünal AYDIN:
"BİR AŞK HİKAY

Ayşe Ünal AYDIN:ZAMANIN ÖNEMİ VE YI

BAŞYAZI:"HİCRET" Ayşe Ünal

ANA-BABAYA İTAAT Mİ? İHSAN MI? Ayşe Ünal AYDIN

DENİZLİ’DEKİ BİR ETKİNLİĞİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Ayşe ÜNAL AYD

ÇOCUK EĞİTİMİNDE ŞEFKAT VE SORUMLULUK DENGESİ Alim BA

KUR'ÂN TİLAVETİNDE KEMİYET Mİ? KEYFİYE

Konuk Yazar Rasül ÇÖVÜT: YENİ EĞİTİM SİSTEMİNDE İMAMHATİP OR

"DENİZLİ '4+4+4'E HAZIR" TOPLAN

NASIL BİR UMRE?... Ayşe Ünal AY

GÜLLERİN EFENDİSİ A. Ünal AYDIN

"GÜLLERİN EFENDİSİ":EFENDİMİZİN HAYATI SETİ TAMAMLAND

DENİZLİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ AÇILDI

Konuk Yazar Dr.Müh.Haluk Günerman: "JAPONLAR HAKKINDA İKİ TE

SUEDA NUR TEKİN'DEN BİR HİKAYE: "ZEYNEP ile MERYEM

Başyazı: YILBAŞINDA NOEL BABA BEKLEYEN ÇOCUKLARIMIZ

Konuk Yazar: A. Cüneyt TEKİN: ŞEB-İ ARUS KAVUŞMA GECESİ

ÖMÜRLERİ RAMAZAN OLANLARIN AHİRETTEKİ BAYRAMLARI MÜBAREK

HATA VE SEVABIMIZLA

AHMET ŞİŞMAN HAKK'A YÜRÜDÜ.

Başyazı: "İSTANBUL’UN FETHİNDEN GÖNÜLLER FETHİNE"

"Din Eğitiminde Müslüman, Öz Vatanında Parya! ÖYLE Mİ?!!

Başyazı: "İSLAM’DA ÇALIŞMANIN EHEMMİYETİ"

Başyazı: “KUTLU DOĞUM HAFTASI”: HZ. PEYGAMBER SEVGİS

Başyazı: BİLGİSAYAR EĞİTİM İÇİN BİR FIRSAT MI? YOKSA TEHL

Başyazı: ÇOCUKLAR İÇİN DİN EĞİTİMİNİN LÜZUMU

 

 

Yeni Sayfa 1

   
   
E-Posta:
Şifre:
Beni Hatırla

Kaydol

Şifrem?

 

   Site İstatistikleri

   
  Bugünkü sayaç: 135
  Toplam sayaç: 1.180.584
  Toplam Doküman: 1063
  Üye Sayısı: 10097
   



Yeni Sayfa 1

duaistiyoruz@dinalemi.net

Tasarım-Hosting: Spark Bilişim